Uzmanı açıkladı: Yenidoğan sarılığına karşı anne sütü önemli

Yenidoğan Sarılığı Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Çoğunlukla fizyolojik sebeplerle ortaya çıkan yenidoğan sarılığının, vücutta normalden fazla bilirubin üretilip atılamaması sonucu oluştuğunu belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Şahin Kalkan, yenidoğanların yaklaşık üçte ikisinde hayatın ilk haftasında sarılık görülebileceğini söylüyor. Bu durum genellikle normal ve geçici bir durum olup, yenidoğanların günde en az 8-12 kez anne sütü ile beslenmesinin teşvik edilmesi gerektiğini belirtiyor.

Yenidoğan Sarılığının Tanımı

Yenidoğan sarılığının, cilt ve göz aklarında sarı renk oluşmasıyla kendini gösteren bir durum olduğunu açıklayan Dr. Öğr. Üyesi Kalkan, bu durumun sebebini bilirubin adı verilen maddenin vücutta artması olarak açıklıyor. Total serum bilirubin seviyesi 5 mg/dL’yi geçtiğinde ciltte belirgin sarılığın ortaya çıktığını belirten uzman, sarılığın çoğunlukla fizyolojik nedenlerle ortaya çıktığını ifade ediyor.

Yenidoğan Sarılığının Nedenleri

Dr. Öğr. Üyesi Kalkan’a göre yenidoğan sarılığının çoğunlukla fizyolojik nedenlerle oluştuğunu söyleyen uzman, patolojik sebeplerini de sıralıyor. Bunlar arasında kan grubu uyuşmazlıkları, kalıtsal hastalıklar, doğum travmaları, enfeksiyonlar, tiroid hormon eksikliği ve anne sütü ile ilgili durumlar bulunuyor.

Yenidoğan Sarılığı Tehlikeli Durumlar

Yenidoğanlarda sarılığın tehlikeli hale geldiği durumları belirten Dr. Öğr. Üyesi Kalkan, ilk 24 saatte görülmesi, bilirubin seviyesinin hızla yükselmesi ve nörolojik belirtilerin ortaya çıkması durumunda zamanında müdahale edilmediğinde ciddi nörolojik hasar riskinin bulunduğunu söylüyor.

Yenidoğan Sarılığı Tedavisi

Dr. Öğr. Üyesi Kalkan’a göre sarılığın temel tedavisi fototerapidir. Fototerapi, cildin bilirubini parçalayarak atılımını kolaylaştırır. Ciddi vakalarda ise kan değişimi veya intravenöz immünoglobulin gibi ilaçlar da kullanılabilir.

Yenidoğan sarılığına karşı bilinmesi gerekenleri özetleyen Dr. Öğr. Üyesi Kalkan, sarılığın tedavisinde anne sütünün önemine vurgu yaparak, yanlış bilinen durumları da açıklıyor.

Related Posts

Diş sıkma çocukların ruhsal ve fiziksel sağlığını tehdit ediyor

Çocukların gece diş gıcırdatmasının masum bir alışkanlık değil hem fiziksel hem de ruhsal sağlığını etkileyen ciddi bir sorunun habercisi olduğunu söyleyen Pedodonti Uzmanı Doç. Dr. Aslı Patır Münevveroğlu, “Diş sıkma tedavi edilmediğinde çocuklarımızın hem fiziksel gelişimini hem de ruhsal sağlığını olumsuz etkileyebilir” diye konuştu.

Leke gitti, kanser kaldı: Uzmanından “leke silme” işlemleri yaptıranlara uyarı

Leke gitti, kanser kaldı: Uzmanından “leke silme” işlemleri yaptıranlara uyarı

Uzmanlar uyarıyor: Zamanında tedavi edilmezse işitme kaybına yol açabilir

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Asiye Merve Erdoğan, burun tıkanıklığı, öksürük ve kaşıntı gibi belirtilerle ortaya çıkan ve masum görünen alerjik rinitin, zamanında tedavi edilmediğinde uyku apnesinden, işitme kaybına kadar pek çok ciddi sağlık sorununa yol açabildiğini söyledi.

Uzman: ‘Göğüs ağrısı olmadan da kalp krizi geçirmek mümkün’

Kalp krizi denildiğinde genellikle göğüs ağrısı akla gelse de her zaman tek belirti olmayabilir. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Fatih Yılmaz, kalp krizinin sırt ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, mide bulantısı gibi göğüs dışı belirtilerle de ortaya çıkabildiğine dikkat çekti. Özellikle kadınlar, yaşlılar ve diyabet hastaları gibi bazı gruplarda bu atipik belirtilerin daha sık görüldüğüne işaret eden Doç. Dr. Yılmaz, bu durumun tanı sürecini zorlaştırabildiğine dikkat çekerek uyarılarda bulundu.

Uzmanından çocuklarda el, ayak ve ağız hastalığına karşı hijyen uyarısı

Uzmanından çocuklarda el, ayak ve ağız hastalığına karşı hijyen uyarısı

Hücreyi temizle, gençliği kazan: Yeni nesil senolitikler

Bilim insanları yaşlı hücreleri ortadan kaldıran “senolitik” moleküllerle yaşlanma sürecini yavaşlatmayı hedefliyor. Amaç daha uzun değil, daha sağlıklı bir ömür. Farelerde işe yaradı, şimdi insanlar üzerinde deneniyor. Kalp hastalıkları, alzheimer ve osteoporoz gibi yaşlılık hastalıklarına karşı yeni bir umut doğdu: Senolitikler…